yazarlar

Başkanlık Sistemine Panoramik Bir Bakış

Başkanlık Sistemine Panoramik Bir Bakış

Başkanlık Sistemine Panoramik Bir Bakış

Türkiye’de son günlerde herkesin bildiği gibi,Gündemi Başkanlık sistemi meşkul etmekte.Peki nedir bu Türkiyeye özgü Yarı başkanlık sistemi?Bu konuya Panoramik bir bakış yapalım dedik.

Bu sorunun cevabını Dünya’daki benzer başkanlık sistemleri üzerinden aramaya çalışacağız.
Başkanlık veya,yarı Başkanlık Sistemi; Başkanlık Sistemi ile Parlamenter Sistem arasında yer bulan, kesin kuvvetler ayrılığının olmadığı bir yönetim sistemidir.
Bu sistemde, yürütme yetki ve görevi doğrudan halk tarafından seçilen bir başkan (Cumhurbaşkanı)
ile, halk tarafından seçilen Meclisten kaynaklanan bir bakanlar kurulu arasında paylaşılmış olup, genel yetkili organ hükümettir. Her ne kadar bir Başbakan varsa da fiilen yürütmenin başı Cumhurbaşkanı’dır. Cumhurbaşkanı yürütme gücünü elinde tutar. Bakanlar Kurulu, Meclise karşı siyasi olarak sorumlu olup, Devlet Başkanının böyle bir sorumluluğu yoktur. Meclis halk tarafından seçilir ve yine tek ya da iki heyetten oluşması sistem açısından önem arz etmez.
Yarı Başkanlık Sistemi, yürütme organının iki başlı olmasıyla, Başkanlık sisteminden ayrılmaktadır ki bu en temel özelliğidir. Bakanlar Kurulunun yasama organının güvenine dayanması da başkanlık sisteminden ayrılan diğer bir özelliğidir.
Sistemde kuvvetler ayrılığında yumuşak bir geçiş vardır. Yürütme, güçlü anayasal yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında paylaşılmaktadır.
Bu sistemin tipik ve ilk bilimsel uygulaması  Fransa’da mevcuttur. Diğer ülkeler ise Rusya, Çin, Suriye, Portekiz, Finlandiya, Avusturya, İzlanda, İrlanda ve Namibya’dır . Her ülke sistemi kendine göre entegre etmiş fakat sistemin çatısının hemen hemen her ülkede aynı olduğu görülmektedir.
Fransa’nın 1958 Anayasası ile uygulamaya başladığı bu sistemde parlamenter rejime göre bazı temel farklılıklar vardır. Parlamenter sistem, Cumhurbaşkanına sembolik görevler yüklediği halde, Yarı Başkanlık sisteminde görev sahası daha geniştir. Örneğin; meclisi feshedebilme, referandum isteyebilme, Anayasa Konseyi üyelerini atama ve olağanüstü durum ilan edebilme, yasama, yürütme ve hatta yargı gücünü elinde toplayabilmektedir. Dış politika ve Savunma konularında da ağırlığa sahiptir.
1958 Fransa Anayasası bu sistem gereği Cumhurbaşkanına, yürütme konusunda Başbakanlığa paralel yetkiler vermiştir. 1962 de yapılan Anayasal değişiklikle, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi kararı alınmış fakat bu tartışmalara sebep olmuştur. Zaten parlamenter sistemle uyuşmayacak ölçüde geniş yetkilerle donatılan Cumhurbaşkanının, bir de halk tarafından seçilecek olması, sistemin niteliğinin ve uygulanabilirliğinin tartışılmasına neden olmuştur. Sonuçta, parlamenter sistemi zayıflatan, ancak başkanlık sistemine de uzak olan bu sisteme 1970 yılında Yarı Başkanlık Sistemi adı konmuştur. Özellikle 1980 yılında Maurice Duverger yayınlamış olduğu bir makale ile bu ismi perçinlemiş ve sistem özelliklerini net bir şekilde ortaya koymuştur.
Duverger, yarı başkanlık sisteminin ayırt edici özelliklerini şöyle sıralamıştır;
a-Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir,
b-Cumhurbaşkanı güçlü yetkilerle donatılmıştır,
c-Cumhurbaşkanının yanı sıra, hükümet etme yetkisine sahip olan başbakan ve bakanlardan oluşan kabine bulunmaktadır.
Fransa’da Cumhurbaşkanları 1962 tarihinden itibaren halk tarafından seçilmek suretiyle gücünü halktan almaya başlamıştır. Fransa’da uygulanan sistemde devlet organlarının görevleri ise aşağıdadır;
a. Devlet Organlarının Görevleri:
(1) Cumhurbaşkanı hem devlet başkanı ve hem de yürütmenin başı olarak;
1-Anayasaya saygı duyulmasını gözetir,
2-Hakemlik yetkisine dayanarak, kamu güçlerinin düzenli çalışmasını sağladığı gibi devletin devamlılığını temin eder
1-Ulusal bağımsızlığın, ülkenin bütünlüğünün ve antlaşmalara saygının garantisidir.
2-Başbakanı atar,
3-Başbakan tarafından hükümetin istifasının sunulması üzerine hükümetin görevine son verir,
4-Başbakanın önerisi ile hükümet üyelerini atar veya görevlerine son verir,
5-Bakanlar Kuruluna Başkanlık eder,
6-Başbakan ve Meclis Başkanlarının görüşlerini de alarak Millet Meclisini fesh eder,
7Bakanlar Kurulunda görüşülen kararname ve kararları imzalar,
8-Devletin sivil ve asker görevlilerinin atamasını yapar,
9-Silahlı Kuvvetlerin başıdır,
10-Milli Savunma Yüksek Kurul ve Komitelerine başkanlık eder,
11-Milli Savunma ve dış politikanın neredeyse tek yetkilisidir.
(2) Hükümetin Görev ve Yetkileri;
Hükümetin yetkileri, Cumhurbaşkanının başkanlığı altında toplanan bakanlar kurulunun ve bu kurulun kullanabileceği yetkilerdir. Bunlar;
– Hükümet ulusun siyasetini belirler ve yönetir,
– Başbakanın tanzim yetkisi. Anayasada meclisin yasa yapma yetkileri sınırlandırıldığından, sınırlanan konular dışında kalan hususlar başbakan tarafından düzenlenmektedir.
– Yasaların uygulanmasını sağlamak için gerekli düzenlemeleri yapar,
– Başbakan hükümet faaliyetlerini sevk ve idare eder.
– Meclise karşı hükümetin sorumluluğu başbakandadır.
– Hükümet yasa tasarıları hazırlama yetkisine sahiptir. Hazırlanan tasarılar Bakanlar kurulunda görüşülüp karara bağlanır.
– Sıkıyönetim ilan eder,
– Programını uygulayabilmek için emirnameler yayınlar.
(3) Yasama-Parlamento:
– 1958 Anayasasında, yasamanın yetkilerinin kısıtlandığı ve itibarının azaldığı görülür. Hükümetin yasama üzerinde denetimi genişletilmiştir.
– Parlamento;
* Ulusal Meclis,
* Milletvekilleri Meclisi,
* Senato’ dan oluşturulmuştur.
– Yasa yapma yetkisi kısıtlıdır,
– Bazı yasaları çıkarma hükümete bırakılmıştır,
– Hükümete soru sorabilirler,
(4) Kısaca, Fransa yarı başkanlık sistemi, dört özelliğin birleşmesi ile işler. Bunlar;
(a) Başkanlık sistemine yaklaşan özellikleri,
(b) Çoğunluğa dayanan parlamenter sistem özelliği,
(c) Başkanın siyasal eğilimi ile meclisteki çoğunluğun siyasal eğilimi arasında ayniyet, bu ayniyet yasama ve yürütme arasında sıkı bir birlik oluşturuyor.
(d) Cumhurbaşkanı çoğunluğun başı oluyor, başbakan da onun kurmay başkanı.
Bu özelliklerin bir arada bulunması sistemin esasını oluşturuyor. Bu dört özellikten birinin zayıflaması Giscard d’Estaigne zamanında – başkan meclisteki çoğunluğa sahip partinin başkanı değildi- sistemi fazla sarsmamıştır.
Görüldüğü üzere, bu sistemin Fransa uygulamasında, Yarı Başkanlık sistemi dengeli bir şekilde yürütülmektedir. Yaptığımız incelemelerde, diğer ülkelerdeki Başkanlık veya yarı başkanlık sistemi uygulamalarının da Fransa yarı başkanlık sistemi özelliklerine benzer özellikler sergilediği görülmektedir. Dolayısıyla burada diğer devletlerin uyguladığı sistem özelliklerinden bahsetmeyeceğim.
Yarı başkanlık sisteminin en büyük mahsuru, yürütme gücünün ikiye bölünmesidir. Bu durum çeşitli sorunları da beraberinde getirmektedir. Gücünü halktan almış iki seçilmişin zaman zaman çatışması kaçınılmaz olmaktadır. Bu da sorunların çözümünde zaman ve güç kaybına neden olmaktadır. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı ve hükümetin aynı siyasi tabandan olmaları halinde, çoğunluk yürütmeye hakim olacağından, işlerin yürümesi kolaylaşır. Fakat farklı siyasi yelpazeden gelirse işler o zaman tıkanır ve krizler yaşanmaya başlanır.
Yarı başkanlık sisteminde yetkilerin paylaşılmasında dikkatli olunması gerekmektedir. Hangi kurumun veya siyasi organın hangi yetkilere sahip olacağı konusunda tereddütlere yer verilmemelidir. Aksi takdirde olası yetki çatışmaları sistemin tıkanmasına neden olabilir. Yetki çatışmalarının çözümü ise başlı başına bir sorundur.
Yarı başkanlık sisteminde uyuşmazlıkları ve krizleri azaltma işlevi görecek tarafsız bir makamın olmaması, sistemin diğer bir zayıf yönüdür. Dolayısıyla, devlet organları arasındaki çatışmalar, sağduyu hakim olmadığı sürece şiddetlenerek devam edecek ve bu da devlete ve sisteme geri dönülmez yaralar açabilecektir.

Görüldüğü üzere yarı başkanlık sistemi, sistemin kurallarına uyulduğu sürece faydalı bir sistemdir. Parlamenter sistem ile de benzerlik göstermektedir. Parlamenter sistemde olduğu gibi parlamento içinden çıkan ve parlamentoya karşı sorumlu bir hükümet bulunmaktadır. Ancak farklı olarak bu hükümet yürütme gücünü yine halk tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı tarafından paylaşmaktadır. Bu durum, sistemi, başkanlık sistemine yaklaştırmaktadır. Yani Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve yetkilerinin artmış olma özelliği başkanlık sistemine benzemektedir. Bazı ülkelerdeki uygulamalar da bunu göstermektedir. Yani Cumhurbaşkanı başkan gibi davranmaktadır. Bu da uzun vadede tehlikeler içermekte, Cumhurbaşkanı diktatör özellikleri sergileyebilmektedir. Örneğin, Çin, Rusya, Suriye.
Başta söylediğimiz gibi, devletin organları yetkilerini aşmadığı, yetki ihlali yapmadığı, Cumhurbaşkanı ve hükümet aynı siyasi görüşe sahip olduğu sürece bu yönetim sistemi uygulanabilir bir sistemdir. Aksi durumlarda ise, istikrarsızlık, kaos ve krizler ülke halklarının başına bela olmaya adaydır.
Bu sistemi uygulayacak ülkelerde demokrasi kültürünün yerleşmiş olması gerekmektedir. Bu olmadığı sürece o ülkedeki yarı başkanlık sistemi, başkanlık sistemine veya diktatoryal eğilimlere geçişe adaydır. Bu özellik gereği geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeler bu sisteme geçmek için iki kez düşünmelidirler.
Türkiye’de Başkanlık veya Yarı Başkanlık Sisteminin uygulanması tartışmaları yukarıda bahsettiğimiz özellikler paralelinde incelenirse, ne kadar fayda veya zarar doğuracağı açıktır.son karar,Takdir Yüce Türk Milletinin olacaktır.Saygılarımızla.A….K….Haberci,Yazar,Politikacı.

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

0 Paylaşımlar
Tweetle
Paylaş
Paylaş
Pin

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL